Son yıllarda tüm dünyada bireysel, kurumsal anlamda ve belediyeler genelinde, sıfır atık uygulama çalışmaları giderek yaygınlaşıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Türkiye’de 2017 yılında başlatılan “Sıfır Atık” projesiyle israfın önlenmesi, kaynakların daha verimli kullanılması, oluşan atığın miktarının azaltılması, etkin toplama sisteminin kurulması, atıkların geri dönüştürülmesi hedefleniyor. Bu kapsamda çeşitli çalışmalar yapılarak etkili sonuçlar alınmaya başlandı bile. Daha iyi bir dünya, daha iyi bir gelecek için herkese “Sıfır Atık Sıfır Kayıp” çağırısı yapılıyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın “Sıfır Atık” projesi kapsamında 2017 yılından bu yana çeşitli projeler ve bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriliyor. Tüm dünyanın gündeminde olan “Sıfır Atık” konusunda, bireysel ve kurumsal tedbirlerle daha iyi bir gelecek ve daha yaşanılır bir dünya için herkesin atması gereken adımlar olduğuna dikkat çekiliyor.
Bilindiği gibi doğal kaynaklar, küresel ekonominin işleyişini ve yaşam kalitesini destekliyor. Bu kaynaklar yakıtlar, mineraller ve metaller gibi hammaddelerle birlikte gıda, toprak, su, hava, biyokütle ve ekosistemleri de içeriyor. İyi işleyen bir ekonomi, doğal kaynakların ve hammaddelerin kesintisiz akışına bağlı… Kaynakların sürdürülebilir ve verimli bir şekilde yönetimi, günümüzde kaçınılmaz bir gereklilik… 1900 yılına göre bugün, kişi başına enerji tüketiminin 3 katına, hammadde kullanımının 2 katına, dünya nüfusunun ise 5 katına çıktığını vurgulayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, herkese “Sıfır Atık Sıfır Kayıp” çağrısında bulunuyor.
Nüfus Arttıkça Atık Da Artıyor
Sanayi Devrimine bağlı olarak ortaya çıkan teknolojik yeniliklerle birlikte artan nüfus ve şehirleşme, yaşam standartlarının ve tüketim alışkanlıklarının farklılaşmasına yol açtı. Bu durum ise geçmişe nazaran daha çok atığın oluşmasına neden oluyor. Aynı zamanda, başta doğal kaynakların tükenmesi ve iklim değişikliği gibi konular olmak üzere, tüm canlıları tehdit edecek boyutlara varan hava, su ve toprak kirliliği de söz konusu… Sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde atıkları kontrol altına almak, gelecek nesillere temiz, gelişmiş bir Türkiye ve yaşanabilir bir dünya bırakmak için sıfır atık prensibini hedef almak ve entegre bir yaklaşımla atıkların yönetimini sağlamak hayati değer taşıyor.
Sıfır Atık Projesinin Hedefleri
* Temiz ortam kaynaklı olarak performansın ve verimliliğin arttırılması
* İsrafın önüne geçildiğinden maliyetlerin azaltılması
* Tasarruf ve ekonomik kazanç sağlanması
* “Duyarlı tüketici” duygusuna sahip olunmasının sağlanması
* Çevresel risklerin azaltılmasının sağlanması
Neden Sıfır Atık?
1 ton atık kağıdın geri kazanımıyla 17 ağacın kesilmesi önleniyor, 12.400 metreküp kadar sera gazı engelleniyor, 2,4 metreküp atık depolama alanından tasarruf sağlanıyor. Aynı zamanda yeni üretime kıyasla metal ve plastik geri kazanımıyla %95 enerji tasarrufu sağlanabiliyor. Atık camlar tekrar cam ürünlerine, plastikler elyaf ve dolgu malzemesi gibi birçok malzemeye, atık metallerse tekrar metal ürünlerine dönüşebiliyor. Organik atıklardan elde edilebilecek kompost ile topraklar daha verimli hale geliyor. Geri dönüştürülen her 1 ton cam için yaklaşık 100 litre petrolden tasarruf edilebiliyor.
Bir Yaşam Biçimi Olarak “Sıfır Atık”
İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve İstanbul Uluslararası Edebiyat Festivali “Sıfır Atık” isimli konferans için 8 Mayıs’ta “Sıfır Atık” kitabıyla dikkatleri üzerine çeken Béa Johnson’u ağırladı. Johnson ve ailesinin, 2008 yılından bu yana yaşamlarında çöpe yer yok. Béa, blog’u ve çok satan ZéroDéchet (SıfırAtık) kitabı sayesinde, daha basit yaşayarak ve atıklarını radikal bir biçimde azaltarak tüm dünyaya ilham kaynağı olmuş bir isim. 2011 yılında “Green Awards” ödülüne de layık görülen Béa, uluslararası düzeyde üniversitelerde, iş komitelerinde, derneklerde, sempozyum ve fuarlarda söyleşilere katılarak medyanın ilgisini topluyor.
Béa, sıfır atık elde etmek için, 5 kuralın uygulanması şeklinde basit bir sistem sunuyor: Reddet, Azalt, Yeniden Kullan, Dönüştür ve Gübrele. Sıfır atığın iyi ve daha sağlıklı bir dünya için gerekli olduğunu belirten Bea, bu sayede zaman ve para tasarrufu sağlanabildiğini de vurguluyor.