Türkiye’nin ilk nöro-psikologlarından olan Prof. Dr. Acar Baltaş, insanı ve değişimi merkeze alan çalışmalarıyla özgün çözümler gerçekleştirip uyguluyor. İş yaşamında gözlenebilir tutum değişikliği ve ölçülebilir sonuçlar elde etmeyi amaçlayan Acar Baltaş’a göre günümüzde iyi lider, kurumları geleceğe taşıyan, dolayısıyla sürekliliği güvence altına alan, hızla değişen dünyanın taleplerine uyum sağlayarak ayakta kalmasını sağlayan bir çekim merkezi. “İyi lider değişim yaratır, iz bırakır” diyen Acar Baltaş’ın nöro-marketing hakkındaki görüşleri de son derece farklı ve ilgi çekici.
Röportaj: Aliye Sema
Yükseköğrenimini İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladıktan sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde yüksek beyin fonksiyonları konusunda doktora yaparak klinik nöro-fizyoloji alanında Tıp Bilimleri Doktoru unvanını alan Baltaş Grubu Yöneticisi Prof. Dr. Acar Baltaş, Türkiye’nin ilk nöro-psikologlarından biri. Eşi Prof. Dr. Zuhal Baltaş’la kurucusu olduğu, iş hayatında gözlenebilir zihniyet değişikliği ve ölçülebilir iş sonuçları için kurum ve çalışan etkinliğini hedefleyen Baltaş Grubu’nu yöneten Acar Baltaş ile günümüzde iyi liderin özelliklerini, perakende sektöründe nelerin değişmesi gerektiğini ve nöro-marketing’i konuştuk.
Baltaş Grubu’nun çalışmaları hakkında bilgi verir misiniz?
1980’lerde başladığımız seminerlerden bu yana, çağdaş psikoloji biliminin bulgularına dayanan ve Türk kültür değerlerinden kaynaklanan özgün çözümler geliştiriyoruz ve uyguluyoruz. Hizmetlerimizle iş hayatında gözlenebilir tutum değişikliği ve ölçülebilir iş sonuçları elde etmeyi amaçlıyoruz. Türk toplumunun kültürel özelliklerini ve düşünce yapısını temel alan ve fark oluşturan bir yaklaşıma sahibiz. İnsan beyninin işleyişiyle ilgili nöro-psikolojik bilgi birikimiyle insan ve değişimin dinamiklerini yönetiyoruz. Seçme, yerleştirme ve yükseltmelerde isabetli değerlendirmeler için bilimsel temele dayalı yeni kuşak ölçüm araçları ve tekniklerini kullanıyoruz. Çağdaş yaklaşımları benimseyerek e-öğrenme, ters yüz, mobil ve koçluk yoluyla öğretme modellerini kullanıyoruz.
Günümüzde “iyi lider” sizce nasıl bir liderdir?
İyi lider; kurumları geleceğe taşıyan, dolayısıyla sürekliliği güvence altına alan, hızla değişen dünyanın taleplerine uyum sağlayarak ayakta kalmasını sağlayan bir çekim merkezidir. Liderin varlık nedeni, hızla değişen dünyada yönetmek, “idare etmek”, başka deyişle statükoyu korumak değil, etkilemek ve sonucu değiştirmektir. Özetlersek, iyi lider; değişim yaratır, birleştirir, harekete geçirir, iz bırakır. Günümüzde değişen liderlik özellikleri; çekinilen değil yaklaşılan bir lider olmayı, çok konuşan bir lider olmak yerine, soru soran, dinleyen, anlayan ve etkili konuşan bir lider olmayı, güçle değil anlam duygusuyla yöneten, farklı kuşakların deneyimini farklı alanlardaki bilgi birikimini birleştiren bir lider olmayı ve insanlarda farklı olanı görerek kişiselleştirerek yönetmeyi gerektirmektedir.
Perakende sektörü açısından baktığımızda beden dilinin önemi nedir?
Perakende sektörü sadece müşteriye mevcut ürünü satmakla sınırlı kalacak şekilde düşünülemez. Aynı zamanda müşteriyle sağlam, kalıcı ve kaliteli bir ilişki kurmaya dayanır. Bunun da tek yolu doğru iletişim kurmaktır. İletişim, ses tonu, beden dili ve kelimelerden oluşan bir bütündür. Beden dilinin önemi, müşterinin sözlü ve sözsüz mesajlarını doğru anlamakta ve ona doğru mesajlar vermekte yatar.
Kurumlara psikolojik danışmanlık yapıyorsunuz. Süreç içerisinde nelere dokunuyorsunuz, kurum adına neler değişiyor?
Logomuzda da yer bulan yaklaşımımız “insan ve değişim”i merkezine alıyor. Bireyden başlayarak kurumu olmak istediği konuma getirecek bir değişim yolculuğuna aracılık ediyoruz. Verdiğimiz danışmanlık hizmetleriyle bilimsel bilginin gerçek hayatta etkin bir biçimde uygulanabilmesini, doğru kararlara ve verimli iş çıktılarına dönüşebilmesini amaçlıyoruz. Bunu yaparken sunduğumuz seçme, yerleştirme ve yükseltme hizmetleri kişilik özelliklerini temel alarak işe alım sürecini yönetmeye ve mevcut çalışanın kariyer planlamasının oluşturulmasına destek veriyor. Eğitim ve gelişim programlarımız, kazanılan bilgi ve becerilerin iş ortamına aktarılmasını sağlayan ölçme ve izleme çalışmaları sunuyor. Danışmanlık hizmetlerimiz şirketlerin kurumsallaşma, büyüme, birleşme ve yeniden yapılanma ihtiyaçları doğrultusunda şekilleniyor. Bu kapsamda, insan kaynakları ve organizasyonel yapılandırma projeleri yürütüyoruz.
Bugünün çalışanlarının büyük bir kısmını Y Kuşağı bireyleri oluşturuyor. Arkadan da zorlayan bir Z Kuşağı geliyor. Çağın koşullarına göre, çalışan mutluluğunu sağlamak ve verimi arttırmak için işletmeler neler yapmalı?
Birincisi; kuşak ismi olarak hangi kavramı kullanırsak kullanalım, herkesin ihtiyacı saygı görmektir. Önceki kuşaklara düşen, kendinden sonra gelenlerin saygıdan neyi anladıklarını anlamaya çalışmaktır. İkincisi; onların birikiminden yararlanacak şekilde bağ kurmaktır. Bu da yönetim literatürüne ters mentorluk gibi yeni kavramların yerleşmesine yol açmıştır.
Perakende sektöründe gerekli gördüğünüz değişimler nelerdir?
Birincisi; iş terkini bir kader olarak görmemek ve sektör ortalamasının altında iş terki oluşturmayı hedeflemektir. İkincisi; mevcut personeli en başta birinci kademe yöneticilerinden başlayarak eğitmektir.
Son olarak, nöromarketing hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bugün hala insanların beyin taramalarına bakarak ne yalan söylediklerini ne de âşık olduklarını anlayabiliyoruz. Bu konuda elde edilen bilgiler, çok genel ve kaba. Bunlara bakılarak bilimsel doğrulara henüz varılamıyor. Beyinde “satın al” düğmesi henüz bulunmuş değil. Bütün bunların ötesinde EEG görüntülerinden yola çıkarak insanlarla ilgili kararlar vermek “ahlaki” değil. Bu konuda sinirbilimci Molly Crockett’in sözüne katılıyorum ve okurlara tavsiye ediyorum: “Eğer birisi size üzerinde beyin olan bir şey satmak isterse sözlerine kanmayın. Onlardan kanıt isteyin. Zor sorular sorun. Cevaplar basit ve tek yönlü olmamalı. Çünkü beyin basit değildir.”