Her 5 tüketiciden 4’ü 2030 yılına kadar hayatlarını değiştirecek kararlar almak için yapay zekâ kullanacak. Dahası, tüketicilerin %80’i önümüzdeki 10 yıl içinde mülk, hisse senedi ve daha fazlasını satın almak gibi hayatını değiştiren kararlar için yapay zekâ destekli simülasyonları kullanacak. Ayrıca tüketiciler yaşam tarzı değişiklikleri yapmak için yapay zekâ sağlık simülasyonlarını da kullanacak. Bunlar, Ericsson ConsumerLab’in “10 Sıcak Tüketici Trendi: Yapay Zekâ Destekli Gelecek” (10 Hot Consumer Trends: The AI powered future) raporunda yer alan verilerden bazıları.

Raporda, yapay zekâ (YZ) teknolojisi kullanıcılarının %60’ından fazlasının, YZ’nin 2030 yılına kadar hayatlarını nasıl etkileyeceği konusunda tam kontrole sahip olmayacaklarına inandıkları belirtiliyor. Bu rakam, YZ’nin günlük yaşamdaki rolü konusunda şüpheci olanlar için %70’e yükseliyor. Katılımcıların %95’inden fazlası yapay zekâ trendlerinin en azından bir kısmının gerçeğe dönüşeceğine inanıyor.

Ericsson ConsumerLab, YZ’nin 2030 yılına kadar tüketiciyi nasıl etkileyeceğine ilişkin sonuçlar çıkarmak için küresel olarak 13 farklı şehirde YZ teknolojisini erken benimseyen 6.500 kişiden bilgi almış. Bu teknolojiyi erken benimseyenlerden moda ve eğlenceden çalışma hayatı ve simülasyonlara kadar 15 alanda 120 dijital hizmet fikrini değerlendirmeleri istenmiş. Rapora başlığını veren 10 trend şöyle:
1. Yapay alışverişçiler (Artificial shoppers)
En sevdiğiniz mobil oyunların keyfini çıkarmaya ya da internette gezinmeye çalışırken rahatsız edici reklam bombardımanına tutulmaktan bıktınız mı? Dünya çapındaki teknoloji meraklıları, yapay zekânın reklamcılık sektöründe uzun zamandır beklenen değişim olabileceğine inanıyor.
Görüşülen tüketicilerin neredeyse 4’te 3’ü, yapay zekânın tüm reklamcılık sektörünü modası geçmiş hale getirme potansiyeline sahip olduğuna inanıyor ve %80 gibi ezici bir çoğunluğu da bu potansiyel değişimden olumlu sonuçlar bekliyor. Kişiselleştirilmiş yapay zekâ asistanlarının size özel alışveriş tavsiyeleri sunduğu ve evinizin temel ihtiyaçlarını otonom olarak karşıladığı bir gelecek hayal edin – artık süt ve tuvalet kağıdı almak için köşedeki markete son dakikada koşturmak yok!

2. Üretken moda (Generative fashion)
Moda trendleri gelecekte yapay zekâ tarafından mı belirlenecek yoksa 2030’da “%100 insan yapımı” daha trend mi olacak? Sosyal medyada, sentetik YZ influencer’ları şimdiden kendi sadık hayran kitlelerini oluşturdu ve kazançlı sponsorluk anlaşmalarına imza attı. Raporda, 2030’a baktığımızda, YZ influencer’ların daha da sofistike ve yaygın hale geleceği söyleniyor.
Her üç kişiden ikisi, YZ tarafından üretilen modellerin, influencer’ların ve medya görüntülerinin gerçek insanların algısını etkileyeceğini ve potansiyel olarak rahatsızlığa neden olacağını öngörüyor.

3. Duyarlı senaryolar (Sentient screenplays)
YZ’nin gerçeklik ve fantezi arasındaki çizgileri bulanıklaştırmasıyla eğlence sektöründe büyük bir değişim bizi bekliyor. Ruh halinize uygun mükemmel filmi bulmak için durmaksızın uygulamalarda gezindiğimiz günler geride kalacak. Ericsson’un araştırmasına göre, erken benimseyenlerin %79’u, romantik komedilerden bilimkurgu maceralarına kadar kendi interaktif hikayelerini yaratabilecekleri ve bunu ruh hallerine göre uyarlayabilecekleri bir gelecek öngörüyor.
Yapay zekânın potansiyeli kurgusal karakterler yaratmanın ötesine geçiyor; arkadaşlarınızı klonlamaya ve onları kendi hikayelerinize dahil etmeye kadar uzanıyor. Katılımcıların %68’i, arkadaşlarını temel alarak yapay zekâ karakterleri yaratma ve bu karakterlerin kişinin kendi anlatılarında ayrılmaz bir rol oynamasına izin verme yeteneğini öngörüyor. Ancak bu durum, gerçeklik ile dijital dünya arasındaki sınırların bulanıklaşmasından korkan ve yapay zekâdan korkan %54’lük bir kesimde endişelere yol açıyor.

4. İnsan dijital ikizleri (Human digital twins)
Hiçbir şeyin şansa bırakılmadığı bir dünya hayal edin. YZ simülasyonlarının, yediğiniz kahvaltıdan seçtiğiniz kariyere ve hatta evleneceğiniz kişiye kadar her kararınıza rehberlik ettiği bir dünya… Dijital ikiz, fiziksel bir varlığın dijital bir formatta şekillendirilmiş ayna görüntüsü. Böyle bir ikiz, gerçekliğe balıklama dalmadan önce her yönüyle simülasyon yapmanıza olanak sağlayabilir. Kulağa fütüristik gelen bu kavram ilk olarak NASA tarafından uzay gemileri için benimsenmiş.

5. Programlanmış nesil (Programmed progeny)
YZ destekli çocuk bakımı ebeveynler için rahatlama vaat ediyor ancak insan empatisinin kaybına ilişkin endişeler büyük. Yapay zekâ destekli çocuk bakımı, bunalmış ebeveynlere rahatlama getirmeye hazırlanıyor ancak insan empatisinin potansiyel kaybına ilişkin endişeler büyük. Yapay zekayı erken benimseyenlerin %78’i, YZ ile özelleştirilmiş bir bakıcı fikrini hayatlarında olumlu bir etki olarak görüyor. Yapay zekanın çocukları hızlı bir öğrenme yörüngesinde ilerletme ve entelektüel potansiyellerini en üst düzeye çıkarma potansiyeli cazip bir olasılık. Bununla birlikte, erken benimseyenlerin %74’ü insani değerlerin potansiyel erozyonundan endişe duyuyor. Birçoğu, yapay zekâ tarafından üretilen programlara aşırı vurgu yapılmasının çocuklar arasında yaratıcı ve duygusal zekânın azalmasına yol açabileceğinden korkuyor.

6. YZ tarafından yönetilme (Govern by AI)
Şunu hayal edin: 2030’larda YZ sadece bir araç değil, bir politika yapıcı, bir vali, toplumlarımızı şekillendiren sanal bir lider. Kulağa bilim kurgu gibi gelebilir ancak araştırmaya göre, YZ’den umutlu olanların neredeyse 4’te 3’ü YZ’nin daha iyi yönetilen şehirler ve eyaletler yaratabileceğine inanıyor. YZ’den korkanlarda ise bu oran %50.
YZ destekli yönetişim fikri sadece toplumsal düzeyde değil, kişisel düzeyde de cazip. YZ’nin yönetimi iyileştirme gücüne sahip olduğuna inananların %86’sı, YZ güdümlü yönetimin kişisel olarak hayatlarını iyileştireceğine de inanıyor.

7. Yetkisiz çalışanlar (Empower-less employees)
ChatGPT ile uğraşan herkesin tanıklık edebileceği gibi, YZ iş yerlerimizde devrim yaratmaya hazırlanıyor. Peki dijital meslektaşlarımız iş hayatımızı nasıl değiştirecek? YZ asistanları çalışanları güçlendirerek geleneksel yönetimi geçersiz mi kılacak, yoksa biz sadece YZ’nin melodisine göre yürüyen kuklalar mı olacağız? Yapay zekâyı erken benimseyenler, iş yaşamının geleceğine iyimserlik ve endişe karışımı bir bakış açısıyla bakıyor.
YZ umutlularının %84’ü, YZ asistanlarının yaygınlaşarak iş performansını ve verimliliği artıracağını öngörüyor. Yapay zekâ destekli geleceğe inananların %81’i kendi kariyerleri üzerinde olumlu bir etki bekliyor.

8. Veri kargaşası (Data disorder)
Yapay zekâ destekli geleceğe giden yol, kamu ve kurumsal kuruluşlar kullanıcı verileri üzerinde kontrol sahibi olmak için mücadele ederken kişisel bütünlüğün feda edilmesiyle döşenebilir. Ancak kendimizi veri sahipliğinin net olduğu ve veri erişiminin kontrol edildiği düzenlenmiş bir ütopyada mı bulacağız? Yoksa haydut unsurların sistemleri yanlış verilerle doldurduğu, yapay zekâ kararlarını baltaladığı ve güveni aşındırdığı kanunsuz bir sınıra mı sürükleneceğiz?
Veriye aç olanlar yalnızca şirketler değil. Toplumsal YZ’ler de kendi paylarını talep ediyor. YZ’den umutlu katılımcıların %74’ü, vatandaşların refah sistemine erişmek için sağlık, konum, enerji tüketimi ve egzersiz dahil olmak üzere yaşamlarının mahrem ayrıntılarını paylaşmaları gerekebileceğine inanıyor. Ancak, bu kişisel veri yatırımının getirileri belirsizliğini koruyor. Bu geleceği öngörenlerin yalnızca %55’i veri paylaşımının kişisel yaşamları üzerinde olumlu bir etki yaratacağına inanıyor.

9. Başıboş YZ (AI running wild)
Birbirine bağlı daha fazla yapay zekâ kendi gündemlerini geliştirmeye başlayabilir. YZ veri modellerinin doymak bilmez bir iştahı var. Bazen size ait, bazen de telif hakkıyla korunan verileri yutuyorlar. OpenAI, 2024 yılında Birleşik Krallık Lordlar Kamarası’na yaptığı bir sunumda, “günümüzün önde gelen YZ modellerini telif hakkıyla korunan materyalleri kullanmadan eğitmenin imkânsız olacağını” açıkça belirtmiş. Yine de erken benimseyenlerin %60’ı, kendilerini ekonomik olarak özgürleştirmesi halinde dizginleri yapay zekâya devretmeye istekli olduğundan, bu veriye aç modellerin yakın zamanda kaynak sıkıntısı çekmesi pek olası değil.

10. Anahtar muhafızları (Key keepers)
Bağlantılı YZ anahtar muhafızları, mahremiyeti koruyacak mı yoksa dijital çağda bağımlılığı mı artıracak?
Dijital yardımcınızın yalnızca toplantılarınızı planlamakla kalmayıp aynı zamanda veri kalenizi koruduğu ve dolandırıcıları savuşturduğu bir gelecek hayal edin. Bu hayal, görüşülen tüketicilerin %73’ü tarafından paylaşılıyor ve 2030 yılına kadar yapay zekânın dijital benliklerinin sadık bir koruyucusu olacağına inanıyorlar. Peki yapay zekâ sizin koruyucunuz mu yoksa onsuz yaşayamayacağınız bir koltuk değneği mi olacak?
Katılımcıların önemli bir kısmına göre yapay zekâ, gizlilik ve bütünlüklerine yönelik potansiyel bir tehdit. Bununla birlikte, yapay zekânın dijital etkileşimlerde kişisel veriler için koruyucu bir kalkan görevi görebileceğine dair yaygın bir inanç da var. Katılımcıların %73’ü 2030 yılına kadar YZ’nin kişisel verileri koruma yeteneğine güvendiklerini ifade ederken kişisel dijital asistanların bağlantı aboneliklerine entegrasyonu ufukta görünüyor.
Buna ek olarak, katılımcıların %70’i yeni yasa ve yönetmeliklerin vatandaşları kişisel verilerinin kullanımını kontrol etme konusunda güçlendireceğine inanırken, mobil operatörlerin yapay zekâ dolandırıcılarına karşı mücadelede onları otomatik olarak engelleyerek adım atması bekleniyor.

Raporun tamamını indirmek ve trendlerin ayrıntıları için tıklayınız.