Geçtiğimiz yıl, “Büyük İstifa Dalgası” ile karşılaşan iş dünyasında bu yılın ilk yarısına damgasını Sessiz İstifa vurdu. Büyük İstifa Dalgası’nı ve şirketler için yetenekleri ellerinde tutma önerilerini bu yazımızda (‘Büyük İstifa’dan ‘Büyük Değişim’e Yetenekleri Nasıl Elimizde Tutacağız?) ele almıştık. Şimdi gelelim Sessiz İstifa’ya…
Fark etmemiş olabilirsiniz ama Sessiz İstifa dünyada özellikle sosyal medyada büyük yer buluyor. İsim biraz yanlış olabilir çünkü çalışanlar aslında işlerinden istifa etmiyorlar. Bunun yerine iş için aşırı çabadan vazgeçiyorlar ve iş tanımlarının dışında en ufak bir iş yapmıyorlar. TikTok kullanıcısı zaidleppelin’in Temmuz ayında yaptığı, 3 milyondan fazla görüntüleme toplayan ve ifadenin popülerleşmesine yardımcı olan bir gönderide söylediği gibi… Akım, iş yerinin kurallarını yeniden yazmak için mücadele eden Z Kuşağı ve Milenyal çalışanlar arasında güçlü bir yankı uyandırdı.
2021’de her ay ortalama 4 milyon çalışanın işini bıraktığı “Büyük İstifa” hareketinin ardından çalışanlar, esneklik konusunda yaşadıkları çatışmalar ve işin yaşamlarına nasıl uyum sağlaması gerektiğine dair bir yeniden değerlendirmenin ortasında Sessiz İstifayı benimsedi. Pandemi sonrasında birçok şirketin, çalışanları ofislere geri getirmek için baskı yaptığı bir dönemde, yöneticiler ve çalışanlar arasındaki gerilim hız kazandı. Ve Sessiz İstifa hareketi, çalışanda azalmış motivasyon ve düşük katılım olarak iş hayatında yerini aldı. İletişimi ve etkileşimi yalnızca gerekli olanla sınırlamak, ilgisizlik veya bilgiyi paylaşmak yerine sessiz kalmak…
Çalışan Bağlılığı Azalıyor
Araştırma şirketi Gallup’tan gelen son veriler de çalışan bağlılığının azaldığını gösteriyor. Gallup’un “State of the Global Workplace: 2022” Raporu, Birleşik Krallık’taki çalışanların yalnızca %9’unun işlerine bağlı veya hevesli olduğunu söylüyor. Küresel çapta, iş yerinde katılım ve hoşnutluk, pandemiden önceki neredeyse 10 yılda bir yükselişteydi. Ama şimdi pek de öyle görünmüyor. “Hafta sonu için yaşamak”, “saatin tik taklarını izlemek”, “iş sadece bir maaş çeki” gibi tanımlamalar küresel olarak çalışanların mottosu haline gelmiş durumda. Çalışanların yalnızca %21’i işlerine bağlı ve çoğu, işlerini anlamlı bulmadıklarını, hayatlarının iyi gitmediğini düşündüklerini veya gelecekleri hakkında umutlu hissetmediklerini söylüyor.
İş Tatmininde Düşüş
Nottingham Üniversitesi’nde örgütsel davranış alanında doçent ve meslekler arası eğitim ve öğrenim merkezinin direktörü Maria Kordowicz, sessiz istifalardaki artışın iş tatmininde gözle görülür bir düşüşle bağlantılı olduğunu söylüyor. Kordowicz, “Pandemiden bu yana, insanların işle ilişkisi birçok yönden incelendi ve tipik olarak meslekler arasındaki literatür insanların işleriyle ilişki kurma biçimlerinin değiştiğini ortaya koyuyor. Anlam arayışı çok daha belirgin hale geldi. Pandemi sırasında kendi ölümlülüğümüzü hatırladık. İnsanlar, ‘Çalışmak benim için ne anlama geliyor?, Değerlerime daha uygun bir rol nasıl edinebilirim?’ gibi sorular sormaya başladı” diyor.
Kaynak: Washington Post, The Guardian