McKinsey & Company, geleceğin iş dünyasını mercek altına alarak 2021 yılını ve sonrasını şekillendiren 8 trendi açıkladı. Bu trendlerin ele alındığı makale, pandeminin yarattığı ekonomik krizin ve belirsizlik ortamının, büyük yenilikler için de zemin oluşturduğuna dikkat çekiyor.
McKinsey & Company uzmanlarına göre inovasyon, tüketici davranışlarında yaşanan dönüşüm, çevre, sağlık, hükümet yaklaşımları, yatırım portföylerinde yeniden yapılandırma ve tedarik zincirlerinde yaşanan değişim, 2021 ve sonrasını şekillendirecek 8 önemli trend olarak öne çıkıyor. Krizlerin, dikkat çekici yeniliklere yol açma eğiliminde olduğuna vurgu yapılan makalede Covid-19’in yarattığı ekonomik krizin de böyle bir dönüşümü tetiklediğine dikkat çekilerek belirsizliklerin hala çok yüksek seyretmesine rağmen uzmanların önümüzdeki dönemde iş dünyasını nelerin şekillendireceğine dair öngörüleri 8 başlık altında toparlanıyor: Bu trendler (1) inovasyon, (2) tüketici davranışı, (3) çevre, (4) sağlık devrimi, (5) hükümet yaklaşımları, (6) kurumsal portföylerin yeniden yapılandırılması, (7) tedarik zincirinin değişimi ve son olarak (8) hava yolculuğuna dönüş şeklinde sıralanıyor.
1. Dijitalleşme istihdamı dönüştürecek: Dijitalin yükselişi işimizin geleceğine çeşitli şekillerde yön verecek. İnovasyonun meslekleri de etkileyeceğinin vurgulandığı makalede; dijitalin yükselişinin işimizin geleceğine çeşitli şekillerde yön vereceği ve bunların her birini anlamanın önemli olduğu belirtiliyor. Evden çalışma deneyiminin, herkes için geçerliymiş gibi düşünülse de öncelikle gelişmiş ekonomilerle ilgili olduğunun altını çiziliyor. Raporda, işini tamamen evden/uzaktan yapabilen işgücünün oranının sadece yüzde 25 olduğuna dikkat çekiliyor. Raporda evden çalışabilenlerle sahada olmak zorunda olanlar arasındaki iş koşulları uçurumunun da büyüyebileceği uyarısı yapılıyor. Yükselen e-ticaretin yanı sıra teslimat, nakliye ve depo işlerinde artan otomasyonun da kritik olduğu vurgulanıyor. Son olarak da otomasyondaki yükselişle birlikte kaybedilen işlerden daha fazla yeni işin yaratılacağı hatırlatılıyor. Örneğin ABD’de hizmet sektörü istihdamının 4,3 milyon azalabileceği, ulaşım sektöründe ise 800 bin yeni istihdam yaratılabileceği belirtiliyor. Hizmet, perakende ve konaklamada istihdamın kolay kolay iyileşmesi beklenmiyor.
2. Tüketici inovasyonu sevdi, eskiye dönmeyecek: Makalede, tüketicilerin pandemi döneminde zorunlu şekilde yöneldiği bazı trendlerin pandemi sonrasında da kalacağı, bunun da birçok sektörde dönüşümün devam etmesine neden olacağı öngörülüyor. E-market alışverişinde eskiye dönülmeyeceği, sanal sağlık bakımında da online’ın kısmen benimseneceği, insanların evlerinin içine yatırım yapmaya devam edeceği tahmin ediliyor. Öte yandan uzaktan eğitim ve kısmen online’da devam eden eğlence sektörünün pandemi koşullarında iyi durumda olmadığı ve istisnai şekilde bu iki alanda eskiye dönme eğiliminin yüksek olduğu belirtiliyor.
3. Çevre hedefleri iyileşmeyi şekillendirecek: Glasgow’da 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) öncesinde ülkelerin çevre hedeflerinin ekonomilerin dönüşümüne de yön vereceği belirtiliyor. Her yıl 3,5 trilyon dolar enerji altyapısı taahhüdü var. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Carney’in ifadeleriyle bundan sonraki iyileşme patikası “Yeşilin 50 tonu” gibi olacak. Ülkeden ülkeye hedefler ve yatırımlar değişiklik gösterse de iklim krizinin etkisini hızla hissettirdiği bugünlerde yeşil dönüşüm de iş dünyasının yolunu belirleyecek ana unsurlardan.
4. Sağlıkta devrim: dördüncü sırada sağlık devrimi yer alıyor. Covid-19 salgınıyla mücadelede gerek aşı araştırmalarına gerekse diğer araçlara ulaşmak için küresel ölçekte yapılan yatırımların 180 milyar doları bulduğu tahmin ediliyor. Sağlık alanına yapılan yatırımların ve ilerlemenin devam edeceği öngörülerek geleceğe yön verecek trendler arasında ‘biyo-devrim’in çok önemli bir yerinin olduğunun altı çiziliyor.
5. Kapitalist düzene hükümet desteği sürecek: Makalede; pandeminin ekonomiler üzerindeki olumsuz etkilerini aşmak için bir dizi endüstriye borç veren hükümetlerin yaklaşımı, beşinci trend olarak sıralanıyor. Hükümetlerin iş dünyasına daha fazla sopa gösterebileceği de belirtilen makalede, hissedar kapitalizminden paydaş kapitalizmine geçiş sürecinin de devam edeceği öngörülüyor. Eşitsizlikteki artış da yine hükümetlerin müdahale etmek isteyebileceği alanlardan biri olarak sıralanıyor.
6. Portföyler değişiyor: Geçen yıl, en üst beşte birlik dilimdeki şirketlerin 240 milyar dolarlık kâr elde etmesine karşılık en alt beşte birlik dilimdekilerin de 400 milyar dolarlık zararı, altıncı trendin temelini oluşturuyor. Makaleye göre portföyler hızla değişiyor ve işlem hacimleri rekor seviyelere ulaşıyor.
7. Tedarik zincirlerinde değişim zaman alacak: Zaman alsa da tedarik zincirinde güçlü bir değişim bekleniyor. Tedarik zincirinin değişmesini, 2021’i ve sonrasını şekillendiren yedinci trend olarak tanımlayan McKinsey uzmanları, zaman alsa da tedarik zincirinde güçlü bir değişim beklediklerini belirtiyor. Tüm tedarik zincirinin coğrafi anlamda sadece yüzde 25’inin değişiminin bile ancak 5 senede tamamlanabileceği öngörülüyor.
8. Hava trafiği 2024’ten önce tam iyileşmeyecek: Son trend olarak da hava yolculuğuna dönüş değerlendiriyor. Araştırma sonuçlarına göre, pandemi döneminde önemli ölçüde düşen küresel hava trafiğinin 2024 yılına kadar eski seviyelerine dönmeyeceği tahmin ediliyor. Ayrıca iş seyahatlerinin dönüşü daha da yavaş olabilir. Bunların ötesinde pandemi öncesi trafiğin yüzde 20’si asla geri dönmeyebilir. Ama tıpkı ‘intikam’ alışverişlerinde olduğu gibi, bu alanda da intikam seyahatlerinin görülmesi bekleniyor.
“Newton Yer Çekimini ‘Evden Çalışırken’ Keşfetti”
Makalede uzaktan çalışmanın insanlık tarihinde ilk kez, 17. yüzyılda yaşanan veba salgınında uygulandığı belirtiliyor ve çalışmalarını evinde sürdürmesi için gönderilen Cambridge Üniversitesi öğrencisi genç Isaac Newton’un yer çekimi kanununu, o dönemde, evinin bahçesinde keşfettiği hatırlatılıyor. Covid-19 salgını sürecinde de çok önemli inovasyonların gerçekleştirildiğine vurgu yapan McKinsey & Company Türkiye Ülke Direktörü Can Kendi “Bu dönemde; ABD’de verilen yeni patentlerin sayısı, 2019’daki seviyenin iki katına denk geliyor ve diğer birçok ülkede de önemli artışlar görülüyor. Bu nedenle 2021’e ve sonrasına yön vereceğine inandığımız ilk trend, inovasyonlar ve onu tüketici davranışları takip ediyor. Araştırmalarımız, yaklaşık üç ayda 10 yıllık dijital inovasyon yaşandığını ve dünya genelinde e-ticaretin, pandemi öncesi seviyelere göre 2 ila 5 kat arttığını ortaya koyuyor” dedi.